İş dünyası Rusya ile Ukrayna arasındaki krizi yakından izliyor. İki ülkenin Türkiye'nin gıda ithalatında yüzde 40, turizmde yüzde 25, doğalgaz ithalatında yüzde 50 payı bulunuyor. Her iki ülkede yüzlerce Türk yatırımı ve yürümekte olan müteahhitlik projeleri var.
Merve Yiğitcan – Dünya Gazetesi
Rusya ile Ukrayna’yı savaşın eşiğine getiren kriz, Türk iş dünyası tarafından yakından takip ediliyor. Gerginliğin tırmanması hammadde ve gıda fiyatlarını baskılarken, uluslararası taşımacılık noktasında endişeler artıyor. Turizmden inşaata, gıdadan demir/demir dışı metallere kadar birçok sektörde endişe hakim. İki ülke arasındaki olası savaşın en çok Türkiye’yi etkileyeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
DEİK Türkiye-Avrasya İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Ruşen Çetin, bölgedeki gelişmeleri ve Türkiye’ye olası etkilerini DÜNYA’ya değerlendirdi. Bölgedeki gerginliğin dengeleri sarsacağını söyleyen Çetin, Ukrayna Grivnası’nda değer kaybının devam ettiğini, borsadaki yabancıların büyük kısmının çıktığını; Rusya tarafında da petrol fiyatlarının 88 dolar seviyelerinden 99 dolara çıktığını, gaz fiyatlarının da yükseldiğini vurgulayarak, “İki taraf için de iyi olmayan bir durum. Ancak Ukrayna muhakkak ki daha fazla etkileniyor” dedi. Gerginliğin tırmanması halinde turizm, havacılık, inşaat/müteahhitlik, gıda sektörlerinin olumsuz etkileneceğini söyleyen Çetin, “Ukrayna bizim için oldukça önemli bir ülke. İki ülkenin 7,4 milyar dolar ticaret hacmi var, 3 milyar dolar ihracat yaptık, 4,4 milyar ithalatımız var. Bu devam ediyor. Ancak bölgedeki gerginlikten dolayı karşılıklı iş hacmimizde bir miktar düşüş olabilir. Turist sayısı da etkilenebilir. Ukraynalı turist sayısı geçen yıl 2 milyondu. Rusya da Türkiye’nin büyük turizm partneri. Türkiye turizm gelirlerinin yüzde 10’unu Rusya’dan elde ediyor. Dolayısıyla bu iki taraftan da bize sıkıntı yaşatır” diye konuştu. Çetin, “şu an için” Ukrayna ile ticari faaliyetlerde sıkıntı olmadığını da sözlerine ekledi.
4,5 milyar dolarlık yatırım var
Uluslararası Türkiye Ukrayna İş İnsanları Derneği (TUİD) Başkanı Burak Pehlivan, Soğuk Savaş’tan bu yana uluslararası sistem için en kritik saatlerin yaşandığı bir süreçten geçildiğini belirterek, “Savaşın en büyük kaybedeni coğrafyamız olur. Olası bir savaştan Ukrayna ve Rusya’dan sonra açık ara en büyük zararı Türkiye görür” dedi. İş dünyasının sürecin korkulan senaryolara evrilmeden çözülmesini ümit ettiğini kaydeden Pehlivan, “Ukrayna Türkiye’nin hem komşusu hem stratejik partneri. Burada 4,5 milyar doların üzerinde Türk yatırımı var. 700’ün üzerinden firmamız faaliyet gösteriyor. Türk işletmeler burada 30 binin üzerinde bir istihdam yaratıyor. Geçen yıl Türk müteahhitler burada 2 milyar dolara yakın iş aldı. 2,5 milyar doların üzerinde de devam eden iş var. Türkiye’ye en çok turist gönderen 3’üncü ülke Ukrayna. Aynı zamanda gıda ithalatımızın yaklaşık yüzde 40’ını bu iki ülkeden yapıyoruz. Tüm bu parametreleri ortaya koyduğumuzda burada yaşanacak bir sıkıntının ülkemize dalga dalga gelecek çok ciddi etkileri olur” ifadelerini kullandı. Pehlivan da “şu an için” Ukrayna’da devam eden projelerde, ticari faaliyetlerde ve bankacılık sisteminde sorun olmadığını sözlerine ekledi.
En büyük kayıp turizmde olur
Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (GETOB) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Bülent Bülbüloğlu, son birkaç yıldır Rusya ve Ukrayna’nın turizmin önemli ana kaynak pazarlarından olduğunu vurguladı. İki ülke arasındaki gerginliğin uzun sürmesi ve hava trafiğinin kapanması durumunda turizm sektörünün darbe alacağını belirten Bülbüloğlu, “Rusya’dan 5 milyon turist geldi. Bu yıl üzerine çıkarma hedefimiz vardı. Ukrayna tarafında her halükârda 1 milyonluk bir turist kaybımız olacak, ekonomik olarak da zayıfl ayabilir. Rusya’da daha büyük kayıp olabilir. Biz sezona kadar sürmesini beklemiyoruz. Ancak kötü senaryoda bu iki ülkeden 4-5 milyon turist kaybımız olabilir. Bu da 5 milyar dolarlık gelir kaybı yaratır. Çünkü, bu iki ülkedeki kayıplar turizmde dengeleri de bozar. Diğer pazarlarda da fiyatlarımızı düşürmek zorunda kalırız. Savaş ortamında arz-talep dengesi bozulduğunda iyi bir sezon geçirmek mümkün olmaz. Bu yıla da umutla başlamıştık ama 5 yıldır toparlanamayan turizm sektörü zor durumda kalır. Ancak biz yaz sezonuna kadar gerginliğin çözüleceğini umut ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Dericiler sınırlı etki bekliyor
Rusya ve Ukrayna, deri ve deri konfeksiyon sektörü için önemli iki pazar. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Şenocak, son bir haftadır her iki pazarda da bir durgunluk yaşandığını ve bunun sebebinin de iki ülke arasında yaşanan gerilim olduğunu söyledi. Şenocak, “Sorunun bölgesel kalacağını tahmin ve umut ediyoruz. Zaten geçiş dönemindeyiz sektör için. Haliyle sınırlı bir etkisi olacaktır.”
Gıdada fiyat ve hammaddeye erişim endişesi arttı
TOBB Gıda Sanayi Meclis Başkanı Necdet Buzbaş da savaş veya savaş emarelerinin ortaya çıkması halinde, coğrafi yakınlık nedeniyle Türkiye’nin çok etkileneceğini söyledi. Rusya’ya, Ukrayna üzerinden zaman zaman ihracat yapıldığını ve örneğin domateste kotanın dolmasıyla bu ülke üzerinden domates gönderildiğini aktaran Buzbaş, “Bizim temel tarım ürünlerinde buğday, arpa, ayçiçeği ham veya çekirdek olarak en büyük ithalat kaynağımız, yakınlığı nedeniyle Ukrayna. Dolayısıyla söz konusu ürünler Türkiye’deki gıda sanayinin hammaddeleri, temel girdileri arasında bulunuyor. Savaş belirtileri nedeniyle önce fiyatlar yükselecek. Hammaddeye ulaşım da sıkıntıya girecek. Ayrıca Ukrayna kendi vatandaşlarına yetebilmek için kota ve kısıtlamalar getirebilir. Bir fiyat hareketi artacak, ikincisi de hammaddeye ulaşım olmayabilir. Bir an önce Ukrayna’dan yaptığımız ithalata alternatif kaynaklar bulmamız gerekiyor” şeklinde konuştu
Ukrayna’ya gemi ile taşıma yüzde 20 daha pahalı oldu
Ukrayna limanlarına kimsenin gitmek istemediğini ve sigorta firmalarının gemileri sigorta yapmadığını kaydeden Taban Gıda CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, yaşanılan durumdan dolayı Rusya’nın Ukrayna limanlarına giden gemilere izin vermediğini, vermesi halinde bile ortalama 15 gün beklettiğini söyledi. Rusya’ya bir seyahat planladıklarını ancak ertelemek durumda kaldıklarını ifade eden Hacıhaliloğlu, “Yine Rus şirketlerinden mal almak zor olamaya başladı. Uygulanması beklenen yaptırımlardan Rusya’daki hesaplara para göndermek çok zor ve risk taşıyor. Ukrayna tarafında ise en büyük mısır ihracatçısı ve ihracat edebilecek 6 milyon ton buğdayı bulunuyor. Şu an Ukrayna’ya gemi bulmak yüzde 20 daha pahalı” dedi.
ÇİB: Tedarikteki aksaklık üretimi olumsuz etkiler
Rusya ve Ukrayna’nın çelik sektörü için her anlamda kritik iki ülke olduğunu belirten Çelik İhracatçılar Birliği (ÇİB) Başkan Yardımcısı ve Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler, “İki ülke çelik sektörü için hammadde, yarı ürün ve ürünler için büyük tedarik kaynakları. Bu iki ülkeden yaklaşık 8,3 milyon ton ithalat yapılıyor. Bu ülkelerden tedarikte yaşanacak aksaklık üretime negatif yansır. Sevkiyatların nasıl etkileneceğine göre iç piyasada ürün sıkıntısı da yaşanabilir” diye konuştu.
“İlk etapta en büyük risk petrol fiyatlarındaki istikrarsızlık”
TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayii Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu, Rusya-Ukrayna arasında yaşanacak olası bir savaşın, petrol arzında aksaklıklara yol açabileceğini söylerken, “Bizim hammaddemiz petrolle bağlantılı olduğu için, ilk etapta dikkat çeken risk petrol fiyatlarındaki istikrarsızlık olacaktır. Şu an krizin boyutu nerelere gider bilemeyiz ancak böyle durumlarda genelde petrolde olası bir arz sıkıntısının gündeme gelmesi, zaten çok yüksek olan hammaddemizin bir miktar daha artmasına neden olabilir. İlerleyen süreçte o ülkelere mal alışverişimiz de etkilenebilir” ifadelerini kullandı.
MAİB: Makine sektörüne derin etkileri olmayacaktır
Türkiye makine ihracatında Rusya’nın en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldığını söyleyen Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, son yıllarda öne çıkan istikrarın 2021 yılında Rusya’ya ihracatı yüzde 35,5 artışla 813 milyon dolara taşıdığını vurguladı. Karavelioğlu, Ukrayna krizinin, Rusya’ya olası bir yaptırım ortaya çıkarması meselesinin hayli bilinmezlik içerdiğini belirterek, “Makine ithalatı 50 milyar dolara yaklaşmış olan Rusya, makinelerin yüzde 30’unu Çin’den alıyor; önemli bir tedarikçisi var yani. Öte yandan ağırlıklı ithalatı Batı’dan. Dolayısıyla Batı’nın Rusya’ya sermaye ve tüketim malı satma üzerinden yaptırım uygulama ihtimalini düşük görüyoruz. Bu nevi ambargoların üçüncü ülkeler üzerinden kolaylıkla by-pass edildiğine defalarca şahit olduk; yani pratiğini görmüyoruz. Ukrayna ile ticari ilişkiler konusunda ise, geçtiğimiz haftalarda imzalanan Türkiye-Ukrayna Serbest Ticaret Anlaşması’nın olumlu etkileri olacaktır. Özetle, bu gerginliğin, makine sektörüne derin etkileri olmayacağı ümidindeyiz” diye konuştu. Olası bir savaşın, petrol arzında aksaklıklara yol açabileceğini söylerken, “Bizim hammaddemiz petrolle bağlantılı olduğu için, ilk etapta dikkat çeken risk petrol fiyatlarındaki istikrarsızlık olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Ukrayna’nın her yerinde şantiyelerimiz var”
Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, iki ülke arasında gelişen bu sürecin Türk inşaat sektörünü olumsuz etkilemesine kesin gözüyle bakıyor. Eren, “Ukrayna son 10 yıl içinde gittikçe daha fazla iş aldığımız bir pazar olmuştu. Siyasi ilişkiler bizim orda daha fazla iş almamızı sağladı. Şirketlerimizin Ukrayna’nın her yerinde şantiyeleri var. Teklif hazırlayanlar ve ihaleye girenler var. Bu nedenle endişe başladı. Umarım sağduyu ağır basar” diye konuştu. Ayrıca Rusya ve Ukrayna’dan gelen turistlerin kaldığı sahil bölgelerindeki otellerin büyük kısmını yine Müteahhitler Birliği üyesi firmaların işlettiğini belirten Eren, “Pandemide otellerimiz kapalıydı. Bu yıl açılacak diye düşünürken olası savaş hali hem Avrupalıların seyahatlerini azaltacak hem de zaten çok önemli misafir kaynağımız olan Rusya ve Ukrayna’yı da etkileyecek. Böyle bakınca güzel bir tablo ortaya çıkmıyor” diye konuştu.
İki ülkeyle 40 milyar dolarlık iş hacmi var
- Türkiye’nin 2021 yılında Rusya’ya ihracatı 5,29 milyar dolar, bu ülkeden ithalatı 27,6 milyar dolar oldu.
- Türkiye’nin Ukrayna’ya ihracatı ise 2021’de 2,6 milyar dolar, bu ülkeden ithalatı ise 4,4 milyar dolar.
- 2021’de Türkiye en çok turist gönderen ülke yine Rusya olurken, yaklaşık 4,7 milyon Rus turist geçen yıl Türkiye’yi ziyaret etti. Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen 3’üncü ülke ise Ukrayna… Geçen yıl Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı 2,06 milyon olarak kayıtlara geçti.
Ukrayna’daki Türk yatırımları risk altında
Göker BİLGİÇ
Tüm dünyanın gözü Doğu Avrupa’ya çevrildi. Rusya'nın gerilimi artıran adımları ve işgal söylentileri Ukrayna ekonomisinde ciddi zarara yol açıyor. Ukrayna’da yaşanan kriz ülkede faaliyet gösteren birçok Türk şirketi için de risk yaratıyor. Ukrayna’da faaliyet gösteren Türk şirketleri şunlar: Turkcell’in tamamına sahip olduğu iştiraki Lifecell, Ukrayna’nın en büyük üçüncü mobil operatörü konumunda. 2005 yılından bu yana ülkede faaliyet gösteren şirketin, 10 milyonu aşkın abonesi bulunuyor.
Her iki ülkede de dev yatırımlar var
Anadolu Efes ile AB InBev’in ortak girişimi AB InBev Efes, Ukrayna ve Rusya’da pazarın lider şirketleri arasında yer alıyor. Şirketin Ukrayna’da 7 bin çalışanı ve 3 bira fabrikası, Rusya’da ise 11 bira fabrikası bulunuyor. Cam ambalaj pazarının önemli şirketlerinden Şişecam da hem Ukrayna hem de Rusya’da üretim yapıyor. Şirketin Rusya’da 5, Ukrayna’da 1 tesisi bulunuyor. Ukrayna, Türk inşaat şirketlerinin yoğun faaliyet gösterdiği bir pazar. Türk şirketleri Ukrayna’nın özellikle altyapı projelerinde adından söz ettiriyor. Doğuş İnşaat ve Onur İnşaat pazardaki güçlü Türk şirketleri arasında yer alıyor. Hafif ve ağır ticari araç üreticisi Karsan ve Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar da Ukrayna’ya yaptıkları otobüs ihracatıyla dikkat çekiyor. Karsan, Kharkiv Belediyesi ile Nisan 2021’de 500 araçlık dev bir iş birliğine imza attı. Ocak ayında 150 aracı teslim eden şirket, ülkede üretim tesisi kurmayı da planlıyor. Otokar da, 2020 yılında Ukrayna’nın Vinitsa Bölgesi ile 18 milyon liralık anlaşma yapmıştı. 10 adet otobüs Eylül 2021’de teslim edildi. Holding, geçtiğimiz yıllarda Budget başta olmak üzere araç kiralama sektörüne yönelik de yatırım yapmıştı. Türkiye ile Ukrayna arasındaki ekonomik yakınlaşmanın en fazla etki gösterdiği sektörler arasında savunma sanayi yer aldı. Türk şirketlerinin Ukrayna’ya savunma ve havacılık sanayi ihracatı 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 500’ün üzerinde artarak 124 milyon 301 bin dolar olarak gerçekleşti. 2020 yılında söz konusu veriye ilişkin rakam 19 milyon dolar civarındaydı. Bu şirketler içerisinde ise ASELSAN ile Baykar öne çıktı. Ülkede, enerji sektöründe de güçlü Türk şirketleri var. Aksa Enerji, geçen yıl Ukrayna’nın iki belediyesi ile iş birliği anlaşması imzalamıştı. Şirket, İzmail Belediye Meclisi ile yapılan anlaşmayla 260 MW’lık doğalgaz santralini finanse edecek ve işletecek. Aksa, ayrıca Odessa şehrine bir elektrik santrali kurulması için anlaşma imzaladı. Girişim Elektrik iştiraki Europower Ukraine LLC, geçen yılın son günlerinde Odessa kentindeki fabrikası inşaatının tamamlandığını duyurdu.
Nakliyecilerden Rusya’ya acil Ro-Ro hattı çağrısı
Aysel YÜCEL
Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerginlik, uluslararası taşımacılık sektöründe de endişe yarattı. Çünkü Ukrayna, Türkiye’nin en önemli dış ticaret partnerlerinden olan Rusya’ya yönelik taşımalarda önemli bir transit ülke konumunda. Türkiye’den Rusya’ya yapılan taşımaların yüzde 50’si Ukrayna üzerinden gerçekleşiyor. Diğer bir alternatif ise Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden yapılan taşımalar. Ancak, Gürcistan-Rusya sınır kapısı düşük hacme sahip, çoğunlukla Ermeni ve Rus araçları bu kapıyı kullanıyor. Azerbaycan-Rusya sınır kapısında da kapasite yetersizliği söz konusu. Özellikle Rusya’ya yönelik taşımalarda sıkıntı yaşanabileceğini dile getiren nakliyeciler, iki ülke arasında direkt bir Ro-Ro hattı kurulmasının aciliyet kazandığını vurguluyor. DÜNYA’ya konuşan UND İcra Kurulu Başkanı Alper Özel, “Rusya bazı ürün gruplarının Ukrayna üzerinden Rusya’ya gelmesini yasakladı. İhracatçılar ve ithalatçılar Gürcistan-Rusya ve Azerbaycan-Rusya sınır kapılarına mağdur bırakılıyor. Biz nakliyeciler olarak, Türk ve Rus makamlarına açık çağrı yapıyoruz artık Türkiye ve Rusya arasında direkt bir Ro-Ro hattı kurulması şart” dedi. Türkiye’den, Rusya’ya karayolu ile yıllık yaklaşık 40 bini aşkın taşıma yapıyor.
Navlun yüzde 50 artabilir
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin yükselmesinin navlun artışına neden olacağını belirterek şu açıklamayı yaptı: “Mevcut durumu lojistik sektörü özelinde değerlendirdiğimizde öncelikle iki konuyu gündeme getirmekte yarar var. Bunlardan ilki ülkemizin ciddi anlamda dünya çapında fark yarattığı ‘Sivil Savunma Lojistiği’nin durumu. Bu ve benzeri gerginlikler, olası savaş ihtimali ülkemize hizmet sektörü anlamında gerçekten zarar verebilir. Diğer konu ise bu gerginliğin savaşa dönüşmesi durumunda alternatif güzergahların ivedilikle belirlenmesi, mevcut rotalardaki geçişler için gerekli önlemlerin alınması. Gürcistan’ın Verhniy Lars Kapısı ve Azerbaycan Derbent Kapısı alternatif güzergahlar olarak öne çıksa da uzun vadede sorun yaşanacak. Çünkü her iki kapı da yük trafiğinin bu yöne kayması durumunda hem teknolojik altyapı hem de araç beklemeleri için yetersiz kalacak. Rusya ile ticaret hacmimizin yaklaşık yüzde 60-65 kadarının Ukrayna üzerinden sağlandığını göz önüne aldığımızda bu iki kapıda çok ciddi birikmelerin yaşanması olası. Burada kapı geçişlerinin ve transit sürelerin en az 10 gün kadar uzaması söz konusu olabilir. Navlunların da bu sıkıntılardan dolayı yüzde 40-50 oranında yükselmesi olasılığını da göz ardı etmemekte fayda olacak. Başka bir alternatif ise Belarus ve Polonya’nın HUB olarak kullanılması olabilir. Bu rotalar üzerinden Rusya’ya varış sağlanabilir.”
“Kuzey Akım restleşmesi önümüzdeki kış etkiler”
Almanya’nın Kuzey Akım-2’nin durdurulduğunu açıklaması, ardından Rusya’nın karşılık olarak doğal gaz fiyatlarında 2 bin Euro seviyesini işaret etmesi enerji krizini körüklüyor. Restleşmenin Türkiye’yi önümüzdeki kış etkileyebileceği belirtiliyor. GazDay Genel Müdürü Mehmet Doğan, yaşanan gerginliğin enerji kaynaklı olmadığını, ancak bugün gelinen noktada mevcut enerji krizini daha da artırabileceğini söyledi. Avrupa’nın bu kışı Kuzey Akım-2 olmadan geçirdiğini, Rusya’nın da bu projede yer alan 2 borudan en azından birinin bu yıl açılmasını beklediğini söyleyen Doğan, “Fakat bugün gelinen noktada Avrupa çok net bir karar aldı ve durdurdu. Sıkıntılı bir zaman olacak” dedi. Fiyatlarda artış beklendiğini söyleyen Doğan, “Bu kararın yazın etkisini göstermeyeceği söyleniyor, ancak Avrupa’nın depoları doldurması gerekecek, gaza ihtiyacı olacak. Mart ve nisanda talep düşeceği için birden etkisi görülmeyebilir. Ancak depoların doldurulması gerektiği için ağustos-eylül itibariyle sıkıntı olur. Rusya’nın doğalgazı azaltma senaryosunda hem fiyatlar çok artar hem de Avrupa çok sıkıntılı bir kış yaşar. Genel olarak dünyada bir enerji krizi var. Bu gelişme de krizi daha çok artıracaktır” dedi. Mevcut krizin Türkiye’ye yazın çok büyük etkisi olmayacağını kaydeden Doğan, “Ama biz de yazın depoları doldurmak zorundayız. Normal boru hatları, kontratlar depoları doldurmak için yetmiyor. Mutlaka bir miktar da LNG almak zorundayız. Biraz daha hazırlıklıyız ama kışın bizi de etkiler” ifadelerini kullandı.
Dünya Gazetesi’ndeki haber için linki tıklayınız.
https://www.dunya.com/ekonomi/turkiyenin-gozu-kulagi-ukraynada-haberi-649751