Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine bağlı 365 oda ve borsa başkanı ile 61 sektör meclis başkanının katılımıyla gerçekleştirilen TOBB Ekonomi Buluşması yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle alınan tedbirler doğrultusunda video konferans yöntemi ile gerçekleştirildi. 20 Mayıs tarihinde gerçekleşen toplantıda, TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi ve PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu da yer aldı.
Toplantı ile ilgili bir açıklama yapan Başkan Yavuz Eroğlu; “Toplantıda birçok konu gündeme geldi ancak özellikle PAGEV olarak diğer konuların yanında yakından takip ettiğimiz YEKDEM’le elektrik faturalarındaki fahiş artışların ortadan kaldırılması ve YEKDEM’in mücbir sebep kapsamında sene sonuna kadar alınmaması ve o tarihe kadar da sanayicinin üzerindeki ağır yükü kaldıracak yeni bir formül oluşturulması tezimiz vurgulandı. Özellikle Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Uslu, Kimya Sektör Meclisi Başkanı Timur Erk konuyu tekrar dillendirip, acil çözüm beklentilerini vurguladılar. Sayın Bakan toplantı sonunda yaptığı değerlendirmede sorunun farkında olduklarını kaydederek, enerji şirketlerinin durumunu da göz önüne alıp bu konuda orta bir yol bulma gayreti içinde olacaklarını ifade etti. YEKDEM konusunun sanayicinin içinden geçtiği sıkıntılı durumun da göz önünde bulundurularak önceliklendirilmesini umuyoruz” dedi.
Toplantının açılışında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, tüm dünyayı etkisi altına alan ve küresel ekonomiye ağır bir darbe vuran Kovid-19 salgının etkisinin gün geçtikçe azaldığına dikkati çekerek, her gelen verinin normalleşmeye daha da yaklaşıldığını somut bir şekilde gösterdiğini ifade etti.
Sürecin ekonomimize olan etkilerini de gidermek için devreye aldıkları Ekonomik İstikrar Kalkanı ile sanayiciye, çalışana, esnafa bütün vatandaşlarımızla bu süreçte adeta bir koruma kalkanı sağladıklarını dile getiren Albayrak, özellikle Kovid-19 sonrası döneme en iyi şekilde hazırlanmak için yoğun bir mesai harcadıklarını söyledi.
Albayrak, bugün de son gelişmeleri ve yeni döneme ilişkin atılması gereken adımları konuşmak için bir araya geldiklerini ifade ederek, koronavirüs salgınının küresel ekonomik aktivite üzerinde tarihte benzerine rastlanılmamış şiddetli bir olumsuz etkiye neden olduğunu, uluslararası kuruluşların dünya ekonomisinin yüksek oranlarda düşüşler olacağını tahmin ettiğini anlattı.
Salgının olumsuz etkileri ile mücadele etmek için Türkiye olarak çok erken kapsamlı ve kararlı bir strateji uyguladıklarına işaret eden Albayrak, bu stratejinin, salgının ekonomiye olan muhtemel etkisini azaltmayı sağladığını söyledi.
Albayrak, bu sayede normalleşme sürecinin de daha hızlı olması ve daha az bir maliyetle sonuçlanmasını sağlamış olacaklarını dile getirerek, "Bugün itibarıyla, verilen desteklerin tutarı 252 milyar lirayı aştı. Bunun içerisinde eğer ötelenen kredileri, vadesi gelen anapara faiz ödemelerini koyarsak bu rakam yaklaşık 350 milyar lirayı geçiyor. Ekonomik çarpan etkisine bakıldığında 600 milyar lirayı geçen bir rakama ulaştığımızı söyleyebiliriz. Bu paketin ekonomide yakın dönemde gerçekleşecek olan toparlanmayı destekleyecektir." ifadesini kullandı.
Artık normale geçişin konuşulduğu bugünlerde en önemli konunun istihdam olduğuna dikkati çeken Albayrak, bu süreçte tüm çalışanlar için iş güvencesinin altyapısını oluşturduklarını bildirdi. Albayrak, ilave istihdam için desteklerini artırarak devam ettireceklerini kaydetti.
Bakan Albayrak, bu dönemde esnafa, sanayiciye, KOBİ'lere likidite ihtiyaçları için gerekli tüm destekleri seferber ettiklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "İnşallah normalleşme sürecinde, bundan sonraki dönemin 'yeni normal' olduğunu göz önünde bulundurarak hızla adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Ekonominin yeni normale hızla adapte olacağını düşünüyorum. Küresel sistemde tedarik zincirlerinin gözden geçirilmesi, üretim alanlarında alternatiflerin oluşturulması, sağlık altyapısının yatırımlardan turizme her alanda öncelik haline gelmesi ile oluşacak. İşte bu dönemde güçlü üretim altyapısı, genç ve eğitimli insan kaynağı, küresel değişimlere hızlı adapte olan iş dünyası ve gelişmiş sanayisi ile Türkiye dünyada yıldızı daha da parlayan ülke olacak."
Albayrak, Türkiye'nin, küresel ekonominin içinde bulunduğu bu durumu fırsata çevirebilecek potansiyele sahip dünyadaki çok az ülkeden biri olduğunu belirterek, üretim alanlarını, atıl kapasiteyi ve yeni çekirdek faaliyetleri ciddi anlamda gözden geçirmek gerektiğini vurguladı.
Stratejik yatırımcıların yeni yatırım merkezleri aradığı böyle bir dönemde Türkiye’yi daha önce olduğundan daha fazla inançla alternatif bir yatırım merkezi olarak gördüğünü belirten Albayrak, "Yıllardır, herkesin konuştuğu, tarihi fırsatlara şahit olduğumuz bir döneme giriyoruz. Her alanda daha etkin bir şekilde üretmenin gündemde olacağı bir sürece giriyoruz. Bu üretim kapasitemizi iyi değerlendirirsek, ekonomide yepyeni ve kalıcı bir hikaye yazacağımız bir dönem olacak" dedi.
Albayrak, bu süreci, orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin, ara mallarının ülkemizde üretilmesi başta olmak üzere yerlileştirme adımlarının hızlanması açısından da iyi değerlendireceklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: "Stratejik ve ülkemizde üretim imkanı olmayan ürünler haricinde artık ithalat eskisi gibi kolay olmayacak. Birileri bir dönem Türkiye'yi ithalat cenneti yapmaya çalıştı. İş dünyamız, sanayicimiz bunun şahidi. Bu dönemde bu alanların dışında artık ithalat çok zor olacak. Üreten, ihracatçı, reel yatırımcı, sanayici için konuşuyorum. Yerli üretimi ve yerli üretimin dünya ile rekabetini tüm politikalarımızda daha da önceleyeceğiz. Finansmana erişim, banka kredileri, banka rasyoları yerli üretim odaklı mı? Artık bu konsept hayatın her alanında çok daha etkin oluşacak. Yerlileştirme için elin taşın altına koyan, yerli üretim için sorumluluk alan tüm sanayicimizi daha da koruyacağız, daha da destekleyeceğiz. Bunun için özellikle uzun vadeli, Türk lirasına dayalı ve düşük maliyetli finansman programlarımızı önümüzdeki dönem düşen faizlerle birlikte daha da etkin bir şekilde hayata geçireceğiz. Salgının ön plana çıkardığı bir husus da dijitalleşmenin ve dijital teknolojilerin kullanımının önemi daha da arttı. Bu durumun ivedilikle fırsata çevrilmesi için bütün ölçeklerdeki işletmelerimizin tasarımdan üretime, pazarlamadan lojistiğe kadar tüm süreçlerde dijital dönüşümlerini tamamlamalarını önemli görüyoruz."
Albayrak, Kovid-19 salgınıyla kur saldırılarının etkilerini gidermek ve ekonominin bağışıklık sistemini güçlendirmek adına yoğun bir mücadele verilen dengelenme sürecinin akabinde karşılaştıklarını anımsattı.
Politika faizlerinin yüzde 24'ten yüzde 8,75'e, yüzde 35-40'lara çıkmış piyasa faizlerinin yüzde 7-8'lere düştüğü, enflasyonda ciddi gerileme görüldüğü bir başarı dönemi yakaladıklarını anlatan Albayrak, dengelenme döneminin başarısına dikkati çekti. Albayrak, şöyle konuştu: "Likidite ihtiyacının arttığı, ticaretin yavaşladığı böylesi bir döneme birilerinin savunduğu yüzde 20’leri aşan piyasa faizleri ile girseydik, üreticimiz, sanayicimiz geleceğinin ne ile karşı karşı olacağınızı siz biliyorsunuz. Yıllarca bu ülkede TL finansmanın cazip kılınmadığı bir iklimle karşı karşıya kaldık. Şimdi bankalarla konuşuyorum, yoğun bir döviz kredilerden TL'ye dönme talebi var. Neden? TL faizleri çok daha düşük. Yavaş yavaş küresel sürecin etkileri ile buradaki erimeyi önümüzdeki dönemde daha etkin bir şekilde göreceğiz. Bugün, 252 milyar liralık maddi desteği vatandaşlarımıza ve iş dünyamıza sağlayabiliyorsak bu dengelenme döneminde sağlanan başarının etkisidir. Milli gelirin yüzde 5’ini aşkın bir kaynakla salgının ekonomik etkileri ile mücadele edebiliyorsak yine bu dönemin kazancıdır. İnşallah bu kazanımlarla ve Ekonomik İstikrar Kalkanı’nın sağladığı desteklerle Kovid-19 sonrasına da en iyi durumda giren ülkelerden biri olacağız. İstihdamda önümüzdeki aylarda hızla toparlayacak, yerli üretimde ve ihracatta önemli bir sıçramayı yakalayacağız."
Albayrak, cari açığı tamamen gündemden çıkarabilecek, finansman ihtiyacına gerek duyulmayacak bir dönemle karşı karşıya olunduğuna dikkati çeken Albayrak, bu sürecin çok iyi değerlendirileceğini vurguladı.
Reel sektörde nisan, mayıs rakamlarına bakıldığında hareketlenmenin görüldüğünü belirten Albayrak, şöyle devam etti: "Kovid-19 sonrası dönem için aldığımız sinyallerle haziran ile birlikte hızlı bir toparlanma sürecine gireceğimizi yavaş yavaş gözlemlemeye başladık. İşte bugün tüketici güven endeksi, yüzde 8,5'luk bir artışla mayıs nisandan pozitif anlamda ayrışmaya başladı. İnşallah Kovid-19 sürecinin ekonomiye etkilerinde en zorlu süreci geride bıraktığımızı görecek, haziran, temmuz, önümüzdeki süreçte daha pozitif bir sürece gireceğiz. Bu dönem, gereksiz siyasi polemiklerin kimseye faydası olmadığı net. Ben her koşulda bunu ifade etmeye gayret ediyorum. Biz polemiklerle uğraşmayacağız. Çalışmamız, iş üretmemiz, çözüm üretmemiz lazım. Sorunlara cevap üretmemiz lazım, çünkü payda Türkiye, 83 milyon. Hepimiz bu paydada nasıl katma değerli bir şekilde ülke ekonomisine daha fazla etki ederiz, katkıda bulunabiliriz, bunu ortaya koymamız lazım."
Albayrak, bugünleri üretim için bir seferberliğe dönüştüreceklerinin altını çizerek, dünyanın gittiği yeni istikameti iyi okuyup, en iyi hazırlanan ülke olacaklarını söyledi.
Yeni dönemin ülkelerin finansal istikrarını, kendi para birimleriyle ticaretini ikili anlaşmalarla garanti altına almayı önceliklendiği bir dönem olacağını ifade eden Albayrak, şunları kaydetti: "Dünya buraya doğru hızla gidiyor. Biz de özellikle ticarette hacmimizin büyük olduğu, açığımız olan, serbest ticaret anlaşmamız olan ülkelerle bu iş birliklerini geliştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son dönemde bu konuda adımlar atıyoruz, bu çerçevede yerel paralarla ticaret konusunda olsun, swap görüşmeleri, bu manada adımlarımızı atıyoruz. Onun için bu çerçevede yakından takip ettiğimiz bu iletişim ikili ülke ticaret hacmi, swap ve yerel ticaret, işte yeni adımlar attık, anons edildi. Birçok ülke ile bu iletişim devam ediyor. Yoğun bir şekilde devam ediyor. Yeni döneme hazır olmamız lazım. Bu yeni dönem, Türkiye olarak ticaret hacmi noktasında yerel paralar ve swaplar noktasında çok daha etkin bir şekilde yöneteceğimiz bir süreç. Özellikle 2020’nin ikinci yarısında, inşallah her anlamda önemli kazanımlar elde edeceğimiz bir ikinci yarı olacak."
Toplantı, açılış konuşmalarının ardından basına kapalı devam etti, bu bölümde oda ve borsa başkanlarının öneri ve talepleri Bakan Albayrak'a iletildi.
Toplantı açılışında bir konuşma gerçekleştiren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ekonomide hayata geçirilen tedbirler ve destekler sayesinde normalleşmenin konuşulmaya başlandığını belirterek, “Ekonomiyi harekete geçirmeye ve çarkları yeniden döndürmeye hazırız” dedi. “Ekonomide hayata geçirilen tedbirler ve destekler sayesinde normalleşme konuşulmaya başlandı” diyen Hisarcıklıoğlu, TOBB olarak ilk günden itibaren kenetlendiklerini, sorunların tespiti ve çözülmesi için gereken katkıyı verdiklerini bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, sahadan aldıkları bilgileri hızlı şekilde hükümete ilettiklerini, Bakan Albayrak'ın büyük kısmını sonuçlandırdığını dile getirdi. Bu süreçte bankacılık sistemini harekete geçiren kredi paketlerinin devreye sokulduğunu, Kredi Garanti Fonu'nun kefalet kapasitesini ikiye katlandığını, vergi-SGK ertelemeleri, kısa çalışma ödeneğiyle işletmelerin önemli bir yükten kurtarıldığını anlatan Hisarcıklıoğlu, dinamik bir sürecin başarıyla yönetildiğini vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin belirlediği hedeflere ulaşma noktasında 3 aylık mola şeklinde gördükleri bu sürecin sonunda olunduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Ekonomiyi harekete geçirmeye ve çarkları yeniden döndürmeye hazırız. Bu noktada ihtiyaç duyulan tedbir ve desteklerle ilgili olarak oda-borsa ve sektör meclisi arkadaşlarım çok güzel bir çalışma hazırladılar. Kamu ve özel sektör eş güdümü sayesinde zorlukların aşılabildiğini gösterdiniz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve sizin liderliğinizde tüm bu sıkıntıları da aşarak küresel yarışa kaldığımız yerden devam edeceğiz" dedi.
Başkan Hisarcıklıoğlu TOBB olarak hazırladıkları öncelikli sorunlar ve ortak beklentileri içeren ana konuları da Bakana sundu. Bu çerçevede; mücbir sebep kapsamının genişletilerek %20’nin üzerinde ciro kaybı yaşayan tüm işletmelerin tahakkuklarının 6 ay ertelenmesi, sağlık, medikal başta olma üzere kamudan kesinleşen alacakların ve özellikle bekleyen hak ediş alacaklarının ödenmesi, kamu borç stoku artırılmadan firmaların finansmana erişimi sağlanması, KDV alacağı kadar koşulsuz KGF kefaleti sağlanması, hem kiralayan hem kiracı için ortak bir nokta bulunacak kira destek mekanizmasının oluşturulması, geçici verginin birinci taksitinin ikinci taksit ile birleştirilmesi, kovid 19’un iş kazası ve meslek hastalığı kapsamından çıkarılması, normalleşeme döneminde esnek çalışmanın kolaylaştırılması ve kısa çalışma ödeneğinin süresinin uzatılması konuları öncelikli olarak sunuldu.