Avrupa Komisyonu tarafından denizlere çöp karışmasını kaynağında önlemek amacıyla mayıs ayında teklif edilen yeni önlemler, üç Avrupa kurumunun ön mutabakatına konu oldu. Bu amaç doğrultusunda, bazı tek kullanımlık plastik ambalajların azaltılmasına yönelik bir Direktif tasarısı hazırlanmıştı.
AB politikacıları çok kısa bir müzakere sürecvinin ardından, Atık Direktiflerinin gerekçelerini oluşturan amaçları gerçekleştirecek ve verimli atık yönetimi sağlayacak bir fırsatı, yüzeysel bir kanun metniyle sınırlamış oldular. Çevre açısından olası sonuçları gözetmeden hazırlanan teklif, Tek Pazar'da malların serbest dolaşımına ciddi engeller getirecek niteliktedir.
Ayrıca, yasaklanacak veya kısıtlanacak ürünlerin yerini almaya aday alternatiflerin maliyet-fayda analizleri yapılmamıştır. Dolayısıyla önergenin tüm sağlık ve güvenlik boyutlarının gözetildiği söylenemez. Ömür sonu açısından bakıldığında, alternatif ambalaj malzemeleri her zaman üstün değildir. Üstelik bu önerge, çoğu KOBİ düzeyinde pek çok üreticinin, buna bağlı olarak istihdam olanaklarının ortadan kalkmasına yol açacaktır. Bu da nihai olarak tüketiciye maliyetin yükseleceği anlamına gelir.
Avrupa'nın çöp atma davranışları ve kontrollü atık yönetimi konularındaki sorunların kökenine inmeyen Direktif, gelecek nesilleri eğitmek için önemli bir fırsatı da heba etmektedir. Çevreye atılan çöp, plastik olmazsa başka bir malzemeden olacaktır. EuPC Direktörü Alexandre Dangis bu konuda şunları söylüyor:
“Ambalaj ve Ambalaj Atığı Direktifi temel amacından sapmıştır ve AB Üye Devletleri arasında elde edilmesi istenen uyum, yavaş fakat önlenemez bir şekilde ortadan kalkmaktadır. 2015 yılında Plastik Poşet Direktifi ile başlayan bu hamlede, yine tek bir malzemeye karşı ayrımcılık uygulanmaktadır, o da plastiktir. Dünyanın başka yerlerinde kirliliğin daha yoğun olduğu, çöp atılmasının önüne geçmek için daha fazla çaba gerektiği bilindiği halde, KOBİ'ler cezalandırılmaktadır ve işsizliğe yol açılacaktır. Siyasetçiler, bu girişimden etkilenen şirketlere ve tüketicilere, AB kurumlarının kattığı değeri anlatmakta zorlanacaklardır. Ancak siyasi bir dünyada yaşıyoruz ve eğitimin kurumlarımızdan çok internete teslim edildiği bir ortamda hatalarımızdan ders alacağımızı ummaktan başka bir çaremiz yok."
EuPC bu duruma karşı politika mercileri ve ülkelerin plastik sektör dernekleriyle çalışmaya devam ederek, hem çevre açısından sürdürülebilirliği, hem de ürünlerin sağlık ve güvenliğini temin etmeyi sürdürecek. Bu nedenle, EuPC Avrupa Parlamentosu üyelerini ve Konsey'de yer alan Üye Devletler temsilcilerini, bir kez daha istenen çevre faydalarını sağlamayacak böyle bir teklifi tüm boyutlatıyla anlayarak değerlendirmeleri için gereken zamanı ayırmaya çağırıyor.
PAGEV’de Türkiye’de Çevre ve Şehircilik bakanlığı ile yaptığı çalışmalarda konunun sadece popüler kültürün bir parçası haline getirilen söylemler yerine bilimsel boyutuyla değerlendirilmesini istiyor.
Nitekim PAGEV Başkanı Eroğlu yaptığı açıklama da, Avrupalı siyasetçilerin asıl çözümü ve sorumluluklarını göz ardı ederek AB Parlamentosu seçimleri öncesi yüzeysel bir çözümle göz boyamak istediklerini ancak yapılması gerenin iyi bir geri dönüşüm sistemi kurmak olduğunu vurguladı. Tasarı kapsamında yasaklanması istenilen ürünlerin seçimi ve tanımlanmasında da ciddi sıkıntılar olduğunu belirten Eroğlu, " Bu tasarı iyi tanımlanmamışbir ürün kategorisine sembolik bir saldırı olmanın yanında tek kullanımlık ürünlere dair yanıltıcı ve sektör sınıflandırmasına uymayan tanımlar içeriyor. Tüketicinin aklını karıştırıyorlar. Tek kullanımlıktan kast edilen nedir? Bir kere bunu çok iyi anlamak gerekir. Bir sefer kullanılan bir tabak biraz kalın olduğunda birkaç kez kullanılabiliyor. Bunun ölçüsü nedir ve bunu kim tayin edip, kim denetleyecektir sorularını sormal lazım" dedi.