SURİYE’DEKİ SAVAŞIN SONA ERMESİ PLASTİK İHRACATINI ARTIRIR
Plastik sektörü 2017’de yüzde 4’ün üzerinde büyümeyi hedefliyor
Türk plastik sektörünün, hammaddede yüzde 85 oranında ithalata bağımlılık, yüksek enerji maliyeti, bürokratik süreçlerde yaşanan zorluklar, ek yükler gibi yapısal sorunları 2016 yılında da sürdü. Diğer yandan siyasi ve ekonomik problemler, Avrupa ekonomisindeki daralma, Ortadoğu ve yakın pazarlardaki istikrarsızlık sektörün ticari faaliyetlerini daha da zorlaştırdı. Buna rağmen büyümeyi başaran Türk plastik sektörünün 2016 yılını 9 milyon tonluk üretim, mamul ve hammadde dahil 5 milyar doların üzerinde ihracatla kapatması bekleniyor. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, sektörün 2017 yılında yüzde 5,5 ila 7,4 aralığında büyüme potansiyelinin olduğunu belirterek dünya ekonomisinde ve Türkiye’nin ihracat pazarlarındaki olumsuz gelişmelerin sürmesinin büyümeyi yüzde 4’te bırakabileceğini açıkladı.
İğneden ipliğe kadar hayatı kolaylaştıran ürünler üreten Türk plastik sektörü, bugün ulaştığı üretim rakamları ile dünyada 6’ıncı, Avrupa’da ise Almanya’nın ardından ikinci sırada yer alıyor. 2016 yılında bu konumunu korumayı başaran sektör, ihracat kapasitesiyle de Türkiye ekonomisindeki yerini güçlendiriyor. Türk plastik sektörünün 2016 yılı sonunda miktarda 9 milyon ton, değerde ise 35 milyar dolarlık üretim gerçekleştireceği öngörülürken sektörün direkt mamul ihracatının 4 milyar doları aşması bekleniyor. Plastik hammadde ihracatı ile birlikte ihracatın 5 milyar doları aşması bekleniyor. Plastik sektörü, direkt ihracatının yanı sıra otomotiv, beyaz eşya, elektrik-elektronik gibi ihracatçı sektörler kanalıyla önemli oranda dolaylı ihracata sahip. 2017 yılında Türk plastik sektörünün yüzde 5,5 ila 7,4 aralığında büyüme potansiyeli olmasına karşın olumsuz koşulların devam etmesi halinde büyümenin yüzde 4’te kalabileceği belirtiliyor.
Ekonomik ve siyasi belirsizliklerin devam ettiği 2016 yılının plastik sektörünü de zorladığını ifade eden Türk Plastik Sanayicileri Araştırma ve Geliştirme Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Dünya genelindeki sorunlar, küresel ticaretteki daralma, emtia fiyatlarındaki düşüş ve en önemli ihracat pazarlarımızdaki savaş ortamı ticari faaliyetlerimizi olumsuz etkiledi. Bu sorunların yanı sıra sektörümüzün hammaddede yüzde 85 oranında ithalata bağımlılığı, enerjideki yatırım eksikliği, bürokratik ve hukuki süreçlerde yaşanan zorluklar, vergi ve ek yükler de rekabet gücünü fazlasıyla zorladı. Ancak sektörümüz yaşanan olumsuz şartlara rağmen üretim ve ihracattaki büyümesini sürdürmeyi başardı. 2016 yılı sonunda Türk plastik sektörümüzün miktarda 9 milyon ton, değerde ise 35 milyar dolarlık üretim gerçekleştireceğini öngörüyoruz. 2016 sonunda sektörümüzün direkt mamul ihracatının 4 milyar doları, plastik hammadde ihracatının da 900 milyon doları aşmasını bekliyoruz. Ayrıca yılsonunda yurtiçi satışların değerde yüzde 7 artışı da beklentilerimiz arasında. 2017 yılında ise sektörümüz yüzde 5,5 ila 7,4 aralığında büyüyebilecek potansiyele sahip. Ancak dünya ekonomisinde ve özellikle ülkemizin önemli ihracat pazarlarında daha olumsuz gelişmeler olması halinde plastik sektöründe büyümenin yüzde 4 civarında kalabileceğini düşünüyoruz” dedi.
2017 yılında büyüme odaklı öngörülere rağmen dünyadaki politik ve ekonomik risklerin sektör için baskı unsuru oluşturabildiğini açıklayan Yavuz Eroğlu, “2015 ve 2016 yıllarında küresel ekonomik büyümeyi aşağı çeken faktörlerin 2017 yılında da devam etmesi bekleniyor. 2017 yılında yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerin zorlu şartlarla karşı karşıya kalacağı ve jeopolitik tansiyonların küresel ekonominin zorluklarını artıracağı tahmin ediliyor. Dünya ve Türkiye ekonomisindeki bu olumsuz gelişmeler tüm sektörlere olduğu gibi plastik sektörümüze de negatif yansıyor. Plastik sektöründe yerinde sayan hatta gerileyen satış fiyatları rekabet etmeyi zorlaştırıyor ve kâr marjlarımızı daraltıyor. Söz konusu risklerden etkilenmemizin başında yeterli katma değer sağlayamamamız geliyor. Bu nedenle artık sektörde katma değer sağlamayan geleneksel üretim modelinin ileri plastiklerin üretimine dönüştürülmesi sağlanmalı. PAGEV olarak bu alanda ilk adımı attık. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte çalışmalarına başladığımız PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi projemiz yüksek teknoloji gerektiren ürünlerin üretimini sağlayacağız. Böylece ilk aşamada 2,8 dolar/kilogram olan ihracat birim fiyatımızın 4 dolara çıkaracağız. Aynı zamanda Ar-Ge ve Ür-Ge’ye önem vermeli, müşteri memnuniyeti odaklı bir değer zinciri de oluşturmalıyız. Bu doğrultuda sektöre yönelik teşvik olanaklarının da revize edilmesi gerekiyor. Ayrıca hammaddede yüzde 85 oranındaki ithalata bağımlılığımız için de çözüm getirilmeli. Yerli üreticinin, hammadde ithalatına vergiler konulması yerine üretim ve yatırım maliyetlerini azaltacak teşvikler uygulanarak korunmasından yanayız. Son olarak firmalarımızın riskleri ortadan kaldırabilmeleri için ihracatlarını artırmaları gerekiyor. Elbette ihracatlarını artırırken pazar çeşitliliği sağlamaları da çok önemli. Ancak alternatif pazarlarla riskleri en aza indirebileceklerini hatta tamamen yok edebileceklerine inanıyoruz. Bizler de hem PAGEV hem de sektörümüzün kanunla kurulmuş üst yapısı TOBB Plastik, Kauçuk Kompozit Sanayi Meclisi olarak firmalarımıza her konuda desteğimizi sürdüreceğiz” diyerek sözlerine devam etti.
2017 yılında dünya ve dolayısı ile Türkiye ekonomisini ve Türkiye plastik sektörünün büyümesini şekillendirecek gelişmelerin başında ABD’nin ve Euro bölgesinin toparlanma hızının geleceğini belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Fed’in para politikasının seyriyle ilgili aldığı kararların gelişmekte olan ekonomilere etki derecesi, Çin ekonomisinin gidişatı ve istikrarsız emtia fiyatlarının seyrini de takip edeceğiz. Diğer taraftan, 2017 yılında Türkiye ekonomisinde iç talebin büyümenin itici gücü olması bekleniyor. Sektörler açısından iç talebin ekonomik büyümeye katkısında beklenen artışın yanı sıra emtia fiyatlarındaki düşük seyir, AB ülkelerindeki toparlanma eğilimi ve İran’a yönelik yaptırımların kaldırılmasını 2017 yılına ilişkin olumlu gelişmeler olarak değerlendirebiliriz. Ayrıca 2017’de sektör için olabilecek en güzel gelişmelerden biri Suriye’deki iç savaşın sona ermesi olacaktır. İnsani boyutuyla hepimizi memnun edecek bu gelişme ekonomik anlamda da Türkiye’ye büyük fırsatlar sunacaktır. Savaşın bitmesi halinde Suriye’nin Türkiye’nin plastik ürün ihracatında en büyük pazar olması mümkündür. Bölgede istikrarın sağlanması Irak’a olan ihracatımızın da artmasına sebep olacaktır.”