GIDA ENFLASYONUNUN ÇÖZÜMÜ PLASTİK AMBALAJDA!
Sürdürülebilir çevre için, plastik ambalajlar 1 numaralı seçenek...
Plastikler mi, yoksa plastikleri bilinçsizce kullananlar mı çevre için tehdit oluşturuyor? Ambalaj sektörü içinde yüzde 40’lık paya sahip plastikler sürekli eleştiri okları ile mücadele ediyor. Oysaki günümüzde ambalaj kullanımı dünyada gelişmiş ülke olmanın kriterleri arasında yer alıyor. Dünya nüfusu her geçen gün hızla artarken; nüfusun sağlıklı bir şekilde beslenmesini sağlamak, kaynakları verimli kullanarak israfı önlemek için tek çözüm plastik ambalajlar. Plastik gıda ambalajları; Türkiye’de 3,6 milyar liralık ekmeği, 16 milyar liralık yaş sebze ve meyveyi çöpten kurtarır. Böylece sağlanan gıda tasarrufu maliyetleri düşürür ve gıda enflasyonunun da önüne geçilmiş olur. Üretiminden, kullanımına, geri dönüşümüne kadar her aşamasında çevre için en avantajlı malzeme statüsünde olan plastikler, bilinçli tüketiciler tarafından doğaya bırakılmayarak, kaynağında ayrıştırılarak, geri dönüşüme yönlendirildiğinde gerçek değerine ulaşmış olacak.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), sektör için oldukça önemli olan plastik ambalajlar konusunu tüm yönleri ile masaya yatırmaya hazırlanıyor. “Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi” 17 Eylül 2014 tarihinde Hilton İstanbul Bosphorus’ta düzenlenecek. Türk plastik sektörü ile uluslararası boyutta sektör temsilcilerinin, uzmanların ve akademisyenlerin bir araya geleceği ve bu yıl ilki yapılacak kongre, plastik ambalajlar konusundaki teknolojik gelişmeleri, geri dönüşüm süreçlerindeki değişiklikleri tartışmak üzere her yıl geleneksel olarak tekrarlanacak.
Plastik sektörü içinde ambalajlar yüzde 40’lık bir paya sahip. Ambalaj sektörü içinden plastik ambalajların aldığı pay da yaklaşık yüzde 35’ler civarında. Değişen yaşam koşulları ile ekonomik ve kolay uygulanabilir olmaları nedeniyle plastikler; tüm dünyada kâğıt, çelik, alüminyum, ahşap, cam gibi malzemelerin yerine kullanılıyor ve ambalaj sektöründeki plastik tüketimi tüm dünyada giderek artıyor. Ancak ambalajların ülkelerin gelişmişlik düzeyinin bir göstergesi olduğu günümüzde Türkiye ile Avrupa’yı ambalaj tüketiminde karşılaştırdığımızda, Türkiye’deki kişi başı tüketimin Avrupa’nın yarısı seviyesinde olduğu görülüyor.
Plastik ambalajlar özellikle gıda sektörü tarafından tercih ediliyor. Düşük maliyet, taşıma kolaylığı, değişik üretim teknolojileri, hafiflik, saydamlık ve en önemlisi plastiğin geri dönüşüm avantajları bu tercih için ilk sıralarda geliyor.
Plastik ambalaj kullanımının son dönemlerdeki artışı göz önüne alındığında çevre boyutu da doğal olarak gündeme geliyor. PAGEV bu konuda oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor.
Plastikler mi, yoksa plastikleri bilinçsizce kullananlar mı çevre için tehdit oluşturuyor?
* Plastikler üretim ve geri dönüşüm süreçlerine göre en çevreci malzeme özelliğini taşıyor. Örneğin kâğıt en fazla beş geri dönüştürülürken, plastik onlarca kez geri dönüştürülebiliyor. Ayrıca plastikler atık olmak için çok değerli bir malzeme. Plastik ambalajlar kullanımlarını tamamladıktan sonra geri dönüştürülebilir ya da alternatif yakıt olarak değerlendirilebilirler. Isı değeri kömürle neredeyse eşit düzeyde olan plastikler daha az karbon dioksit açığa çıkarırlar.
* Plastikler geri dönüştürülürken en az enerjiyi harcar. Cam 1400, alüminyum 650 derecede geri dönüştürülürken plastiğin geri dönüşümü için 120-200 derecelik enerji yeterli oluyor.
* Bugün plastikten üretilen ambalajlar eğer ahşap, cam, kâğıt, karton veya alüminyumdan üretilseydi, ambalajların ağırlığı ve buna bağlı olarak nakliye giderleri 4 katına çıkacaktı. Bu ambalajları üretmek için iki katı enerji harcanacak ve ambalajların atık hacmi de 2,5 kat artacaktı.
* Plastik teknolojilerindeki gelişmeler ambalajları yüzde 28 hafifletmiş durumda.1965 yılında yoğurt kabının ağırlığı 6,5 gram iken bugün 3,5 grama indirildi. Plastik süt şişelerinin ortalama ağırlığı 1973’de 110 gram iken bugün 72 gram. 1977 yılından sonra plastik şişelerin ağırlığı (2 litrelik) 68 gramdan 51 grama düşürülerek ağırlığı yüzde 25 azaltıldı. ABD’de ise son 20 yılda süt ve meyve suyu plastik paketleme malzemelerinin ağırlığı yüzde 30 azaltıldı.
* Dünyada içilebilir sudan mahrum 1 milyarın üzerinde insan var. Plastik su ambalajları sayesinde su ekonomik, güvenilir ve sağlıklı bir şekilde onlara ulaştırılabiliyor. Üstelik yapılan bilimsel araştırmalar damacanalarda bulunan BPA maddesinin insan sağlığı açısından risk taşıdığına yönelik sonuçlar da içermiyor.
* Dünyada ilk kez Türkiye’de yapılan araştırma, BPA maddesinin suya geçme riskinin insan sağlığına etkisinin ‘yok denecek düzeyde’ olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan araştırma bir insanın damacanalardan sağlığını tehdit eder düzeyde BPA alabilmesi için, günde 60 damacana, bir bebeğin de 6 damacana su içmesi gerektiğini gösteriyor.
* İşlevini tamamlayan plastik ambalajlar geri kazanılıp tekrar üretime sokulduğunda günlük yaşamımızda kullanabileceğimiz birçok ürünün üretiminde kullanılabiliyor. Örneğin; 1050 adet geri kazanılmış plastik tepsiden 6 kişilik bir oturma grubu yapmak mümkün olurken, 2,5 litrelik bir plastik şişe geri kazanılıp üretimde kullanılırsa 6 saatlik 60 watt’lık elektrik enerjisi tasarruf edilebilir. 25 adet 2 litrelik içecek şişesi geri kazanılsa bu maddeden bir süveter veya bir ceket üretilebilir. 35 adet 2,5 litrelik kullanılmış PET şişeden ise bir uyku tulumu yapılabilir. Geri kazanılması mümkün olmayan plastik ambalaj atıkları ise enerji amacı ile kullanılabilir.
Sonuç olarak plastiklerin yeri doğa değildir. Tüm atıklar gibi plastik atıkların da bilinçli kullanılması ve daha sonra geri dönüşüme kazandırılması gerekiyor. Yani bilinçsiz kullanımın faturasının plastiklere kesilmemesi gerekiyor. İşte tam bu noktada bilinçli insan faktörü önem kazanıyor.
PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Dünya nüfusu her geçen gün artıyor, nüfusun sağlıklı bir şekilde beslenmesini sağlamak, sınırlı kaynakları verimli kullanarak israfı önlemek için tek çözüm plastik ambalajlar. Özellikle nüfusun artışı ile gıda israfı da hızla artıyor ve israfın önlenmesi açısından plastik gıda ambalajlarının önemi de ortaya çıkıyor. Bugün Türkiye’de yaklaşık 13 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Üstelik her gün 10 milyon ekmek israf ediliyor ve böylece her yıl 3,6 milyar liralık ekmek çöpe gidiyor. Ekmeğin ambalajlanması, daha uzun süre saklanmasını sağlar. Ayrıca ülkemizde üretilen yaş sebze ve meyvedeki kayıp da 16 milyar liraya ulaşıyor. Ambalaj sektörü, her yıl 1,5 milyon ton taze sebze ve meyvenin çöpe değil, sofralara gitmesini sağlayabilir. Ancak plastik ambalajlarla ilgili çevreci olmadıkları doğrultusunda sürekli eleştiriliyoruz. Oysaki verdiğimiz örneklerden de görüldüğü gibi plastiklerin bu anlamda suçlanması hiç de gerçekçi değil. Gerek üretim, gerekse geri dönüşümü ile plastiklerin çevreci bir malzeme olduğu konusunda tüketicilerimizin bilinçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Yavuz Eroğlu, “Plastik sektörü olarak “sorumlu endüstri, sorunsuz çevre” misyonu ile hareket ediyoruz ve bu doğrultuda plastiklerin kullanımı konusunda kamuoyunda gerekli bilinci yaratmak en önemli hedefimiz. Aynı zamanda sektör temsilcilerimizi de dünyadaki teknolojik gelişmeler konusunda bilgilendirmek amacıyla çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Bu yıl ilkini hayata geçireceğimiz “Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi” ile amacımız sektör temsilcilerimizle yurtiçi ve yurtdışından konunun uzmanlarını, akademisyenleri ve yatırımcıları bir araya getirmek. Plastik ambalaj sektörü oldukça geniş bir alanda faaliyet gösteriyor. Sektör teknolojik gelişmelerle kendini sürekli yeniliyor. Bu gelişmeleri takip ederek, bilgi paylaşımını devam ettirebilmek için önümüzdeki yıllarda da kongremizi geleneksel olarak tekrarlayacağız. Bu vesile ile ilk kongremizi destekleyen; Akın Plastik, Engel Enjeksiyon, Nissei ASB, NurPet, PAGÇEV ve Sem Plastik’e de teşekkür etmek istiyorum” diyerek sözlerini bitirdi.
Kongre ile ilgili tüm detaylar için lütfen linke tıklayınız.