AB tek kullanımlık plastikleri yasaklıyor
20. yüzyılın en büyük buluşlarından plastikler, çok hızlı şekilde tüketilerek hemen hemen her yerde alternatif malzemelerin yerini aldı. Dünya tarihinin hiçbir döneminde bir malzeme bu kadar kısa sürede yaygınlık göstermemişti. Plastik sektörü şimdi bu hızlı büyümenin sancılarını yaşıyor. Bilinçli tüketim ve geri dönüşüm kavramlarının aynı hızla artmaması plastikleri çevre sorunlarının odağına taşıyor. Avrupa Birliği’nin son dönemde çok tartışılan tek kullanımlık plastik kararı, sektörü bekleyen tehlikeleri gün ışına çıkarması bakımından önem taşıyor. Avrupa Birliği’ndeki gelişmeleri yakından izleyen PAGEV, tek kullanımlık plastiklerle ilgili güncel durumu, Türkiye etkisini ve bu alanda alınacak aksiyonlarla ilgili çalışmak üzere bir komite kurdu. Tek kullanımlık plastik komitesi, geniş katılımlı bir toplantıda bir araya geldi ve son durumu değerlendirdi.
Toplantıda AB Tek Kullanımlık Plastik Kısıtlamalarındaki detaylar paylaşıldı. Buna göre; AB Konseyi ve Parlamentosunda ayrı ayrı oylanan 2019/904 sayılı AB Yönetmeliği, 2 Temmuz 2019 tarihinde AB Resmi Gazetesinde yayımlandı. 2021 yarıyılına (yönetmeliğin daha uzun sürelere izin verdikleri hariç) kadar üye ülkeler yönetmeliği uygulamaya geçirmek durumundalar. Mevzuat; tek kullanımlık plastikler, oxobiyobozunur plastik ürünler ve balık ağlarını kapsıyor.
Plastik tanımı, fosil veya biyobazlı tüm polimerleri kapsıyor. İçinde plastik olan tüm ürünler de buna dahil. Dolayısıyla plastik kaplı kağıt bardaklar da bu yönetmeliğin kapsamına giriyor. Tek kullanımlık tanımı ise; tek sefer veya çok kısa sürelik kullanım için tasarlanan ve kullanılan, daha sonra da atılan ürünleri kapsıyor. Burada ayrıca atık oluşturma hacimleri de göz önüne alınıyor. Bu çerçevede gıda kapları, tek porsiyonluk tasarımları da (Örneğin tek kişilik yoğurt kasesi ,ayran bardağı tebliğ kapsamında olmasına rağmen multipacklar ( çoklu ambalajlar) dahil değildir) bunlara dahil. Avrupa Birliği, 2020 yılında daha detaylı bir ürün listesi de yayınlayacak. Ayrıca bazı özel şartlarda üye ülkelerin kendi ülkelerindeki plastik üreticileriyle, plastik kullanımını azaltmak üzere gönüllü anlaşmalar yapabileceği ve genişletilmiş üretici sorumluluğu maliyetleri ile ilgili düzenlemeler getirebileceği belirtildi.
AB’nin Tek Kullanımlık Kısıtlamaları neler getiriyor?
a) Tüketimi azaltma
AB, üye ülkelerden Plastik bardaklar (kapakları dahil) ve gıda kaplarında belirli bir sürede, belirli bir hedefe uygun azaltma beklemektedir.
b) Yasaklar
Kulak çubuğu, çatal, bıçak, kaşık, pipet, karıştırıcı, balon çubuğu, EPS köpükten gıda kapları, EPS içecek bardak ve kapları ve kapakları, tüm ürünlerin oxobozunur katkılı türleri.
c) Ürün Gereklilikleri
2024 yılına kadar 3 litreye kadar içecek kaplarının kapakları, kaba/şişeye bağlı olmalıdır. 2022 yılına kadar en geç uygulanacak bu kuralla ilgili komisyon usul ve esasları yayınlayacaktır. 3 litreye kadar olan PET şişelere özel 2025 yılına kadar en az yüzde 25 geri dönüştürülmüş hammadde kullanım zorunluluğu ve 2030’a kadar bu oranın yüzde 30’a çıkarılma zorunluluğu.
d) Ayrı toplama zorunluluğu
3 litreye kadar olan içecek şişelerinin 2025’e kadar yüzde 77’si, 2029’a kadar yüzde 90’ı (ağırlık olarak) kaynağında ayrı toplanmalıdır.
e) Güçlendirilmiş genişletilmiş üretici sorumluluğu
Flexible ambalajlar (ve sigara filtreleri) kamusal alanlarda yaratılan kirliliğin bedelini arttırılmış genişletilmiş üretici sorumluluğu çerçevesinde madden karşılayacaktır.
f) İşaretlemeler ve farkındalık kampanyaları
Tüketicileri bilinçlendirici/uyarıcı işaretler, hijyenik pedler, ıslak mendiller, sigara filtreleri, plastik bardaklar üzerinde net görünen “ürünün plastik içerdiğini, atmanın zararlarını ve doğru çöpe atma yönteminin anlatıldığı” işaretlemeler olmalıdır. İşaret, ambalajında veya doğrudan ürünün üstünde olmalıdır. Yönetmelik ayrıca üye ülkelere, tüketicilere çok kullanımlık alternatifleri farkındalık kampanyalarıyla anlatma sorumluluğu yüklemektedir.
PAGEV Başkanı: “AB rekabet edemediği ürünleri yasaklama yoluna gidiyor”
PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, Plastik Tek Kullanımlık Ambalaj Sektörü Komite Toplantısında yaptıkları görüşmelerde kamuoyunu doğru aydınlatmanın önemine değindiklerini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: “Geniş katılımlı komite toplantımızda şehirli ve hareket halinde yaşama imkan veren ve bu yaşam tarzının ihtiyaçları sonucunda ortaya çıkan Tek Kullanımlık Ambalajlar hakkında dünya ve Türkiye’deki mevzuat çalışmalarını değerlendirdik. Avrupa Birliği’nin tek kullanımlık plastik kısıtlamaları tamamen ekonomik bir karardır. Bu noktada sorulması gereken soru; ‘AB bu yasa ile pipet, kulak çubuğu, çatal, kaşık, bıçak gibi plastik sektörünün küçük bir yüzdesini kapsayan ürünleri yasaklarken neden hali hazırda rekabet edebildiği ürünleri kapsam dışı bırakmıştır’ olmalıdır.. Çevre açısından olası sonuçları gözetmeden kabul edilen bu yönetmelik, yayınlanmasının ardından 2 sene içerisinde üye ülkeler tarafından uygulamaya konulacak. Ancak yasaklanacak veya kısıtlanacak ürünlerin yerini almaya aday alternatiflerin maliyet-fayda analizleri yapılmamıştır. Dolayısıyla önergenin tüm sağlık ve güvenlik boyutlarının gözetildiği söylenemez. Yaşam döngü analizi açısından bakıldığında alternatif ambalaj malzemelerinin çevre için daha olumsuz sonuçlar çıkaracağı ortadadır. Üstelik bu önergeyle çevresel olarak daha zararlı alternatiflerin yolu açılırken tüketici açısından maliyetin yükseleceği de çok açık. Örneğin; tek kullanımlık pipeti kaldırıp yerine kağıt pipet koyduğunuzda 8 kat pahalı ve kağıt ve mürekkep etkisi bakımından çevreye çok daha zararlı. Aynı şekilde plastik tek kullanımlık çatal bıçak yerine ne verileceğinin cevabı bile şu an yok. Burada gözden kaçmaması gereken en önemli nokta konunun çevre değil ekonomik bir savaş olduğudur”.
AB’ye üye ülkelerin kendi ülkelerindeki sanayilerin durumuna bakarak bu tasarıya imza attığını kaydeden Eroğlu, “Avrupa Birliği Parlamentosu, başta Türkiye olmak üzere plastik üretiminde rekabet edemediği ülkelerden ithalatı önlemek için böyle bir karar aldı. Nitekim Türkiye son sekiz yılda plastik mamul üretiminde büyük atılım gerçekleştirerek Avrupa’da ikinci büyük üretici konumuna yükseldi. Dünyada ise en büyük altıncı plastik üreticisi konumundayız. AB ülkeleri rekabet edemedikleri için ithal etmek zorunda kaldıkları ürünleri çok kolay günah keçisi ilan ediyor. Türkiye Avrupa’daki en büyük tek kullanımlık üreticisi ve ihracatçısıdır.” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE DE “TEK KULLANIMLIK PLASTİKLER YASAKLANSIN” SESLERİ YÜKSELİYOR…
Yasaklar Türk Plastik Sektörü açısından potansiyel tehdit taşıyor!
Bilginin hızla dolaşıma girdiği iletişim çağında plastikler aleyhine karar, yasa ve yönetmeliklerin aynı hızla ülkemiz gündemine girdiğini görüyoruz. Avrupa Birliği’nin tek kullanımlık plastikleri yasaklama kararı ile birlikte Türkiye’de de benzer bir yasaklama kararı alınması için sesler yükselmeye başladı. Çevre örgütlerinin plastikleri hedefe koyarak yaptıkları kampanyalara ek olarak denizlerdeki plastik kirliliği öne sürülerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne tek kullanımlık plastiklerin yasaklanmasını öngören yasa teklifi verildi. Tek Kullanımlık Plastikler Ambalajların yasaklanmasını öngören yasa teklifini 18 Ağustos'ta TBMM'ye sunan CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak'ın yasa teklifine göre; Tek Kullanımlık Plastikler Ambalajların üretimi, dışalımı, piyasaya arzı ve kullanımının yasaklanması istenmektedir. Bu teklifin onaylanması halinde Tek Kullanımlık Plastik Ambalajı sadece kullanmak değil, üretmek de yasaklanacaktır.
Kamu otoritesi ve yerel yönetimlerin atık yönetimi ve geri dönüşüm sorumluluklarından bahsedilmeksizin tüm sorumluluğu üreticiye yükleyen yasakçı yaklaşımlar çözüm yaratmanın uzağında kalıyor. Yasaklamak yerine bilinçli tüketim ve geri dönüşüme öncelik veren politikalara ihtiyaç olduğu açıktır.
PAGEV Başkanı Eroğlu, plastik sektörüne yönelik tehditlerin arttığını ve yasaklama kararlarının aşama aşama uygulamaya koyulduğuna dikkat çekerek, “Plastik poşetten sonra tek kullanımlık plastikler gündeme getirildi. Dünya genelinde salgın hastalıkların azalmasında tek kullanımlık ürünlerin önemli yeri olduğunu bilimsel çalışmalar ortaya koyuyor. Fast Food Restoranında tanımadığı on binlerce kişinin yemek yediği, nasıl yıkandığını bilmediği çatalı ağzına götürmek isteyen azdır. Her malzeme bir ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. Tek kullanımlık plastiklerin neden hayatımıza girdiği ve hangi faydaları sağladığına bir de bu gözle bakmak gerekiyor. Bilimsel değerlendirmelerden uzaklaşıp önyargılarla olaylara yaklaşıldığında çözümden de bir o kadar uzaklaşıyoruz. Yasaklamak çözüm getirmez aksine sağlık ve hijyen boyutunda istenmeyen kötü sonuçlarla karşılaşabiliriz”.
Yavuz Eroğlu, dünyanın 6., Avrupa’nın ikinci büyük plastik üretimine ev sahipliği yapan ve bu alanda 35 milyar Liralık bir ekonomik büyüklüğe sahip olan Türkiye’nin, yasaklama kararlarını tartışırken dikkatli olması gerektiğini kaydetti. Eroğlu, “En başta da siyasilerin bu tip kararları tartışırken sanayiye ve ülke ekonomisine etkilerini çok dikkatle değerlendirmeleri önemli. Binlerce insanın ekmek kapısı olan bir sanayiye zarar verecek adımlar atılmaması ve sağduyulu çözümlerin yaratılması gerekir. Türkiye’nin büyük ihracatçı olduğu bu ürünlerde rekabetçiliğimizi düşürecek ve istihdamı baltalayacak, firmaların üretim ve yatırımını engelleyecek söylemler yapılmadan muhakkak sektörden doğru bilgilendirmeler alınmalıdır” diyerek sözlerine son verdi.