Turkuvaz Medya Grubu tarafından ekonomi dergisi InBusiness öncülüğünde başlatılan, sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturma misyonu taşıyan Küresel Umut Festivali 28 Aralık tarihinde gerçekleşti. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, etkinliğin Yeşil Mutabakata Nasıl Hazır Olacağız? panelinde konuşmacı olarak yer aldı.
Küresel Umut Festivali’nin ilk yıl dönümünde gerçekleşen Büyük Buluşmasında, Yeşil Mutabakata Nasıl Hazır Olacağız? paneli, EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Global Ticaret Hizmetleri Lideri Sercan Bahadır moderatörlüğünde gerçekleşti.
PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, Yeşil Mutabakatın dışında kalan ülkeler ve şirketlerin oyunun dışında kalacağını söyledi. Burada tedarik zincirini nasıl çalıştırılacağının önemli olduğunu vurgulayan Eroğlu, Çin’deki bazı kısıtlamaların elektrik kesintilerine yol açtığını ve kömür bazlı üretimin tekrar yapılmak zorunda kalındığını hatırlattı. Lojistik konusunun önemini hatırlatan Eroğlu, “Yeşil Mutabakat ve iklim değişikliği ile mücadelede kısa mesafeler tercih edilecek ve üretimin yakın noktalarda olması gerekecek. Bu da önemli bir model değişikliği getiriyor. Plastik sektörü olarak bizim araçların hafiflemesi noktasında yeni ürünler, izolasyon, güneş pilleri, rüzgar güllerinin üretilmesi gibi konularda inovatif ürünler geliştirmemiz gerekecek. Öte yandan atık konusunda plastik sektörünün bu sürecin içinde aktif olarak yer alması gerekiyor. Geri dönüşümde etkin olmamız gerek. Firmaların kredibilitesinde çevreye olan etkileri de çok önem kazanacak. O nedenle tüm endüstrinin tedarik zinciriyle birlikte yeniden konumlanması önem kazanıyor. Atık konusunda 2022’de devreye depozito sisteminin çok önemli olacağını düşünüyorum. Atık yönetim altyapısının da bu süreci desteklemesiyle çok büyük bir başarı sağlayabiliriz” diye konuştu.
Panelde konuşan TÜSİAD Çevre ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Başkanı ve Yeşil Mutabakat Görev Gücü Başkanı Fatih Özkadı, Türkiye’de sürdürülebilirlik stratejisini, iş yapış biçimlerine uyumlamak konusunda önemli bir çaba olduğunu söyledi. Özkadı, “Rekabette oyunun sürdürülebilirlik üzerinden yeniden kurulduğu bir döneme girdik. Ülkeler ve şirketler göz boyamakla bu süreci aşamaz, bir samimiyet testi bizi bekliyor. Kritik endüstrileri ve istihdamı sağlamanın temel kolaylaştırıcı noktaları olarak bu süreci görmeliyiz. Gümrük Birliği güncellenmesine ihtiyacımız var ve Yeşil Mutabakatın gerekliliklerini mutlaka yerine getirmeliyiz” diye konuştu. Yeşil Mutabakat kapsamında atılacak adımlarla karbon emisyonunu sıfıra getirip, bu vergilerden muaf duruma gelmemiz gerektiğini ifade eden Özkadı, şunları söyledi: “EU Emissions Trading System (EU ETS) bir an öce kurularak emisyon karbon ölçüm sistemi devreye alınmalı. Karbon düzenlemesinin ülkemiz sanayine vergi olarak yansımasının önünü kesmeliyiz. TRS sistemi kurulduktan sonra, buradan elde edilen fonun düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve sanayinin ihtiyacı olan Yeşil Dönüşümde kullanılacak şekilde düzenlenmesini bir zaruret görüyorum.”
UN-SDSN Türkiye Direktörü Dr. Tamer Atabarut ise yeşil dönüşümü sağlamak için dijital dönüşümü gerçekleştirmemiz gerektiğini söyledi. Türkiye olarak çok iyi bir noktada olmadığımızın altını çizen Atabarut, şunları söyledi: “Ancak AB’nin Yeşil Dönüşüm şartlarını ihracatta tehdit olduğu kadar fırsat olarak da görmemiz lazım. Bize bir kaldıraç gerekiyor. Bu bir motivasyon olabilir. Yenilenebilir enerji kaynaklarında yeni bir işgücüne ihtiyacımız var. Bizim bunlara hazırlanmamız gerekiyor. Öte yandan bizim iyi hazırlanarak, vergiler yerine AB’nin bu konuda destek olacak fonlarından yararlanmak üzere diplomatik çalışmaları da yapmamız gerek” dedi.