Plastik poşet üreticileri “Sanayi Dönüşüm Fonu” istiyor
Plastik poşetlerin 1 Ocak’tan itibaren ücretli hale gelmesi sonrasında plastik poşet üreten 200’e yakın firma temsilcisi PAGEV öncülüğünde düzenlenen toplantıda bir araya gelerek uygulamanın sektöre etkisini değerlendirdi. Sektörün yol haritasının da konuşulduğu toplantının açılışında konuşan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Çevre Kanunu’nun hayata geçiş sürecinin çok hızlı olmasının üreticileri zor bıraktığını belirterek bu geçiş sürecinde firmaları desteklemek için Sanayi Dönüşüm Fonu kurulması gerektiğini söyledi. Eroğlu, 20 bin çalışanı ile yıllık 300 bin tonluk üretim yapan sektörün dönüşümü için gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) çatısı altında bir araya gelen plastik poşet üreticileri, plastik poşetlerin ücretli hale gelmesinin firmalara kısa ve orta vadedeki etkisini değerlendirerek olası çözüm önerileri hakkındaki görüşlerini paylaştılar. Üreticilerin yoğun ilgi gösterdiği toplantının açılış konuşmasını PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu yaptı.
Alışveriş poşetine yıllar içinde yatırım yapmış firmaların bu hızlı geçiş sürecinde göz ardı edildiğini ifade eden Yavuz Eroğlu, “Sanayicilerimiz bu hızlı geçişten dolayı sıkıntı yaşıyor. Yapılan yatırımların ortalama 7 senede kendini amorti ettiği düşünülürse firmaların aldıkları makinelerin borçlarını henüz ödemeden üretimlerinin en az yüzde 50 düşmesi firmalar açısından bir yıkım olacaktır. Bankalar bugünden bile alışveriş poşeti üreticilerini takibe almış durumda ve süreci yakından izliyor. Üretici firmaların dönüşüm süreçlerinin travmatik olmaması ve hedeflenen yeni alternatif poşet üretimleri için bu dönüşümün sanayide de desteklenmesi şarttır. Yurtdışında buna benzer uygulamalar yapılmıştır. Örneğin Fas’ta Ulusal Sanayi Dönüşüm Fonu oluşturuldu. Bu süreçte plastik poşetlerden alınan paranın belli bir kısmı firmaların dönüşümüne katkı sağlamak için kullanıldı. Bizim de beklentimiz 20 bin çalışanı ile yıllık 300 bin tonluk üretim yapan bu sektörün dönüşümü için gerekli tedbirlerin alınmasıdır” dedi.
Üreticiler Sanayi Dönüşüm Fonu ile desteklenmeli
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, ülkemizde de yurtdışında olduğu gibi bir Sanayi Dönüşüm Fonu kurulması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “KOSGEB, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı’nın içinde olduğu bir yapı ile Sanayi Dönüşüm Fonu oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Alışveriş poşetlerinden alınan paranın bir kısmı bu fonda kullanılabilir. Böylece bu dönüşümden etkilenen firmalar belirlenerek bu fondan desteklenebilir. Bu destek paketinde hibeler, dönüşüm için geri ödemesiz dönemli krediler ve hali hazırdaki kredi borçlarının yapılandırılması bulunmalıdır. Ayrıca alışveriş poşeti üretiminde dönüşüm sağlayan yeni yatırımların şu an geri dönüşüm tesisleri yatırımlarında olduğu gibi Türkiye’nin neresinde yapılırsa yapılsın 6. Bölge Teşviklerinden yararlandırılması önemli bir adım olacaktır.”
Geçiş sürecinde stoklar sorun yaratıyor
Toplantıda gündeme getirilen önemli sorunlardan bir tanesi de mevzuat öncesi üretilen ve halen satış noktalarının elinde bulunan poşet stoku oldu. Sebze meyve reyonunda kullanılan poşetler çift kat 15 mikron standardını sağlayamadıklarından bu poşetlerin perakendeciler tarafından iade edilmek istendiği dile getirildi. PAGEV Başkanı, bu konuya da dikkat çekerek, “Mevzuata göre halihazırda üretilip perakendeciye satılmış poşetler için son kullanım tarihi olarak 31 Mart 2019 verilmiş olup perakendeciler bu tarihe kadar stoklarını eritemeyeceklerdir. Bu sebeple ellerinde kalan poşetleri üreticiye iade edeceklerini belirtiyorlar. Üretimleri ciddi oranda düşecek olan firmalara bir de hali hazırda satmış olduğu poşetin iade yükü bindirilmemeli ve bu tür iadelerin önüne geçecek bir mekanizma kurulmalıdır. Fransa’da Emmanuel Macron Bakan olduğu dönemde satış noktaları ve üreticilerin stoklarını eritebilmeleri için uygulamayı 6 ay ötelemişti” diye konuştu.
Yavuz Eroğlu, 01 Ocak 2019’da yürürlüğe giren Çevre Kanunu’nun aşırı ve bilinçsiz tüketimi önlemek noktasında önem taşıdığını ancak yasada ucu açık bırakılan noktalar olduğunu belirterek bunları şu şekilde sıraladı:
1- Perakendeciler bu yasayı kâra çevirmek istiyor. Eskiden parayla alıp bedava verdikleri poşeti şimdi 25 kuruşa satıp 10 kuruşu da kendileri kazanıyor. Plastik poşetlerin satışından elde edilen para çevre için harcanmalı.
2- Hijyen amaçlı poşetler için çift kat 15 mikron çok ince. AB’de bu rakam tek kat 15 mikron. Marketlerin sebze meyve reyonlarında kullanılan poşetlerin dahi 20 mikron olduğu düşünülürse yasada belirlenen 15 mikronluk ölçü taşıma ve hijyenle ilgili çeşitli sorunlar yaratacaktır. Bu haliyle mevzuatın bu maddesi tek kat 15 mikron olacak şekilde değiştirilmelidir.
3- Avrupa Birliği’nde 15-50 mikron arası plastik poşetler için ücret zorunluyken 50 mikronun üzerindeki poşetler kapsam dışı tutuluyor. Bu ayrım Türkiye’deki mevzuatta yer almıyor. Bu nedenle marketler dışında mağazalardaki 50 mikron üzeri kalın poşetlerden de ücret alınıyor, veya firmalar bu ücreti almamak için kağıt gibi ağaç kesilmesine sebep olan ürünlere yöneliyor.
4- Biyobozunur biyoplastiklerle ilgili herhangi bir düzenleme yapılmaması da önemli bir eksiklik. Türkiye’nin ihracat pazarı ve rakibi olan Avrupa ülkeleri Biyoplastik kullanımını teşvik etmektedir. Bu sebeple bu malzemelerle üretilen poşetler de ücretsiz olmalı. Nitekim bu poşetlerin mısır nişastası ve kenevir gibi doğal malzemelerden üretilip, doğada kendiliğinden kaybolduğu göz önüne alınmalıdır.
5- Elinde stok olan üretici firma ve satış noktaları için bir geçiş süreci ve modeli kurgulanmalıdır.
6- 31 Mart 2019 ‘dan sonra poşetlerin üzerine Sıfır atık logosu konulacağı belirtiliyor. Ancak bu logo şuanki haliyle 7 renk , bu şekliyle alış veriş poşeti üreten firmaların baskı makineleri tek veya 2 renge uygun , bu konunun da muhakkak hesaba katılarak düzenleme oluşturulmalıdır.
Toplantıda yaptığı konuşmada çevre ve sanayinin birlikte düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Yavuz Eroğlu, yaşanan süreçte poşetlerle ilgili gündemde bilinçli tüketimin geri planda kaldığını söyledi. Eroğlu, “Plastik sektörü 37 milyar dolara yakın ciroya sahip, 11 bin firmanın faaliyet gösterdiği 250 bin kişiye istihdam sağlayan, direk ve dolaylı ihracatı 12 milyar doları bulan, dünyada altıncı Avrupa’da ise ikinci sırada olan bir sektördür. Türkiye ekonomisine bu kadar katkı yapan bir sektörün zarar görmemesi gerekir” diyerek sözlerine son verdi.
Toplantıya ait resimlere ulaşmak için tıklayınız.